- koskocaman
- أبجربدينجبارجريمجسامجسيمهائل
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
koskocaman — sf. 1) Çok büyük, çok iri, muazzam O sıralarda insana hayret verecek kadar koskocaman ve sapsarı bir ay fırladı. Halikarnas Balıkçısı 2) Geniş, büyük, kalabalık Size bu koskocaman şehirde yalnız, yapayalnız olduğunu söyler. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
muazzam — sf., Ar. muˁaẓẓam 1) Çok büyük, çok iri, koskoca, koskocaman Muazzam, biraz da esrarlı, karanlık, eski bir konaktaydı. H. E. Adıvar 2) Alışılmışın sınırlarını aşan 3) mec. Güçlü, önemli Fakat muazzam hakikatlere karşı göz yumanlardan değilim. A.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oklava — is. Hamur açmakta kullanılan silindir biçiminde uzunca, ince değnek Yufkacılar burada açarlar, koskocaman oklavalarla. S. F. Abasıyanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller oklava yutmuş gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük